top of page

OSAKA

  • Yazarın fotoğrafı: Merve Köroğlu
    Merve Köroğlu
  • 19 Eki
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 20 Eki

The next station is Osaka :)


İlk gün Universal Studio günümüzdü. Disneyland’da yaptığımız hatayı yapmayıp önceki geceden uykumuzu aldığımız için sabah geç kalmayıp erkenden sıraya girdik. Universal Studio Disneyland’dan iki kat daha pahalı olduğu için açıkçası benim beklentim çok çok fazlaydı. Hatta ilk iki saat moralim aşırı bozuldu ve suratım düştü.

Sıralarsak; en çok Harry Potter alanında iyi vakit geçirdik ve ride’larını çok sevdik. İlk girişte Hogsmeade’e giriyorsunuz ve sayısız dükkandan alışveriş yapabiliyorsunuz. Ollivanders’da filmdeki gibi kendi asamızı seçtirdikleri bir etkinlik vardı ancak grupça aldıkları için ve çok kabalık oldukları için her gruptan sadece bir kişiye yaptırıyorlar dolayısıyla o şanslı kişi değilseniz biraz üzülebilirsiniz. Ben kadın dayanışması yapıp Hermonie’nin asasını aldım ama Tr’de Sihir Dükkanı yarı fiyatına satıyor yani almasanız da olur. Tek artısı asaların kızılötesi ışığı var ve sadece orada kullanabileceğiniz, verdikleri harita üzerinde işaretli bölgelerde yapabileceğiniz bazı büyüler var. Baya eğlenceliydi ve biz gitmişken hatıra olsun diye battı balık deyip alıverdik.


ree

Gladrags Wizardwear’dan da Gryffindor cübbesi alıp parkı öyle gezmek çok istiyorduk ama cübbelerin tanesi 4000 lira civarına geliyordu, yine Sihir Dükkanı’nın iki katı. Dolayısıyla cübbe alamadık. Honeydukes’ten Bertie Bott’un farklı lezzetlerdeki fasulyelerinden ve kurbağa çikolatalardan da almanızı tavsiye ederiz. Saat 6 civarı Hogwards’ta yürüyüş etkinliği vardı ama biz o sırada farklı bir etkinlikte olduğumuz için yürüyüşe yetişemedik. Tek içimde kalan o oldu. Onun dışında akşam olunca alanı ölüm yiyenler basıyor ve Hogwards büyücülerinin rastgele seçtiği çocuklara verdiği asalarla karşılıklı tiyatral etkinlik yapıyorlar. Aynı zamanda Hogwards’a projeksiyondan yansımalar yapıyorlar, baya ürkütücü ve gerçekçi oluyor. İkinci olarak Waterworld tiyatrosunu çok sevdik. Uçak uçurmalar, yangın çıkarmalar, yüksekten atlamalar, derken aklımız gitti, ba-yıl-dık.


ree

Jurassic Park ride’ını da sevdik ama Flying Dinasour’a ne yaptıysam Ömer’i ikna edemedim. (yükseklik korkusunu aşamadı, videosunu izleyip karar verebilirsiniz) 1 saatlik sıra vardı ve tek başıma beklemek istemediğim için ben de binemedim. Ama genel olarak Jurassic Park’tan beklentim daha yüksekti, ride olarak olmasa da vakit geçirilecek alan neredeyse hiç yok, gerçi bu tüm Universal için geçerli. Temalar çok az doğal olarak iyi olanlarda sıralar aşırı uzun. Hadi bekleyelim desek 3 dk’lık ride için 2 saat bekleme süresi çok fazla. Disneyland’da çocuk alanlarında bile aşırı eğlenip hiç şikayet etmemiştik, burda ride’lardan çok hediyelik eşya dükkanları gördüğümüz için biraz sıkıldık.

Son olarak Nintendo alanı tam bir görsel şölen, karanlığa kalmadan hava kararmadan görmeniz gerekiyor, ride’ları biraz çocuklara göre ama yine de ben sıkılmadım.


ree

DK için bir anımızı paylaşmak istiyorum; genel olarak bu tarz Tema parklarında içerik okuyamadığımız için hiç yemek almıyorduk, Donkey Kong’un fıçı kupasında satılan dondurmasını çok canım çekti ve bardak da hatıra kalır diyerek 500 lira gibi bir paraya satın aldık. Tam bir kaşık tadına baktık derken sağolsun Alman bir abimiz gelip müslüman olup olmadığımızı sordu ve kendisinin satıcıya sorduğunu, içerisinde domuz jelatini olduğunu söyledi. Şansımıza söylene söylene dondurmayı çöpe atmak zorunda kaldık. Kupaya her baktığımda çöpe attığım 500 lira geliyor aklıma..


ree

Genel olarak Universal Studio kötü diyemem ama Disney ile kıyaslayınca çok geride kalıyor. Yine de Osaka’ya ilk defa gelenler için mutlaka gidilmesi gereken bir yer.

 

İkinci gün Katsuoji ile güne başladık. İsmi “zaferi getiren tapınak” anlamına geliyor; çünkü efsaneye göre bir imparator burada dua ettikten sonra hastalığını yenmiş ve tapınak bu zaferin simgesi haline gelmiş. Katsuoji geniş bahçeleri, taş merdivenleri, göletleri ve binlerce daruması ile ünlü. Hayatınız boyunca göremeyeceğiniz kadar daruma göreceksiniz. Her biri bir dileği, bir azmi, yarım kalmış bir umudu temsil ediyor. Kimi gölet kıyısında yosun tutmuş, kimi taş merdivenlerin kenarında, kimi ağaç kovuklarında, kimi nasıl çıktıklarını tahmin edemediğimiz yüksekliklerde. Yıl sonunda her biri toplanıp yakılıyor.


ree
ree


Bahçeler özenle düzenlenmiş, sessizliği sadece kuş sesleri ve rüzgârın bambulara çarpan sesi bozuyor. Sessiz doğası, huzurlu atmosferi ve dilek kültürüyle Osaka çevresinde bir mola noktası arayanlar için ideal bir durak.


ree

Ps: Bilet alırken verdikleri stamp kağıdını hatıra olarak saklayabilirsiniz. Numaraları takip etmeyi unutmayın.

 

Osaka’ya adım attığımızda insanlar daha doğal gelmeye başladı bize. Tokyodakiler o kadar kuralcı, saygılı ve mükemmele yakındı ki gerçek olamayacak kadar iyiydi. Osaka daha sıcakkanlı ama kaotikti. Burda sokaklar daha renkli, insanlar daha samimi, şehrin enerjisi ilk anda sizi içine çekiyor. Kesinlikle Universal Studio olmasaydı Katsuo-ji dahil tüm şehri 1 günde gezmek mümkün. Ömer’in aklında kalan Osaka kalesi oldu, aslında zamanımız vardı ama kaleyi sona bıraktığımız için kapanmıştı ve sadece dışını görmek için oraya kadar gitmek istemedik.


Dotonbori’nin neon ışıkları, köprü üzerindeki kalabalığın kahkahaları, takoyaki kokusunun her köşeye sinmiş hali, kuzeyinde yükselen modern gökdelenleri, güneyindeki nostaljik ara sokakları şehrin karakterini belirliyor; hem modern hem köklü, hem gürültülü, hem içten. Bizim de ilk takoyaki ve birkaç yerel lezzet daha denediğimiz yer Osaka’ydı. Açıkçası bizim damak tadımıza çok uymadı ve tüm seyahat boyunca gördüğümüz veya kokladığımız hiçbir şeyi canımız çekmedi. En güzel öğünümüz marketten aldığımız peynir, domates, biber ve ekmek menüsüydü. İkincisi de tavuk dürümdü. Neyse herkesin damak zevki farklı bize aldanmayın tabi ki denemek istediğiniz her şeyi deneyin.


ree

Fotoğraf severler Dotonbori ve Ebisuhigashi bölgelerini hem gündüz hem gece gezmeliler. Kalabalığa karışın ve tadını çıkarın derim. Açıkçası ne kadar güzel olsa da bir Shibuya etmez bence ama neyyyyse 🫠

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar


  • Youtube
  • Black Instagram Icon

© 2025 by Merve Köroğlu Üküm, Powered and secured by Wix

bottom of page